Dinamikleri hızla değişen iş dünyasında, başarılı ve görünür olmanın kilit noktalarından biri güçlü bir kişisel imaja ve iletişim becerisine sahip olmaktır. Aslında bu durum, yüz yıllardan beri böyle geldi, böyle gidiyor. İş, bunun farkına varıp, aksiyona geçmek aslında. Günümüzde sıkça şahit oluyoruz ki; birçok insan, kariyerinde yükselmek için yalnızca teknik becerilere veya işin eğitimine odaklanırken kişisel imajın ve etkili iletişimin profesyonel başarı üzerindeki etkisini genellikle göz ardı ediyor. Peki, bu iki unsur neden bu kadar önemli?
Bir toplantıya veya topluluğa girdiğinizde, henüz bir kelime bile etmeden, karşınızdaki insanlar sizi bir şekilde değerlendirmeye başlar. İlk izlenim ve bunu destekleyen iletişim tarzı, sizin kim olduğunuzu, profesyonel duruşunuzu ve güvenilirliğinizi yansıtır. İşte bu yüzdendir ki, kişisel imaj ve iletişim, başarı ve itibar için vazgeçilmezdir, olmazsa olmazdır. Bu yazımda 25 yıllık bir iletişimci olarak, daha önce İletişim’e dair yazdığım yazıların daha özelleştirilmişi olarak; kişisel imajınızı güçlendirecek, profesyonel itibarınızı artıracak ve etkili bir iletişim ağı kurmanıza yardımcı olacak birkaç önemli ipucu paylaşacağım.
İletişim denildiğinde çoğu insan yalnızca ağızdan çıkacak kelimeleri düşünür. Oysa etkili iletişimin büyük bir kısmı, beden diliyle ilgilidir. Dik duruş, sağlam bir el sıkışma, göz teması ve pozitif mimiklerin karşınızdaki kişiye güçlü bir mesaj verdiği aşikâr. Örneğin, toplantılarda sıklıkla göz teması kuran ve açık bir beden dili sergileyen kişiler, karşısındakine güven duygusunu rahatlıkla geçirir. Bugüne kadar bu konuyla ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki, insanların yüzde 90’ını karşısındaki kişi hakkında beden diliyle ilgili ilk intibaya dayalı olarak karar veriyor.
Peki, bu ne anlama geliyor? Güven veren ve kendinden emin bir imaj oluşturmak için beden diline maksimum oranda dikkat edilmesi gerekiyor. Omuzlarınızı geride tutmak, ellerinizi açık ve rahat bir şekilde kullanmak, dikkat çekici ve etkili bir iletişim oluşturmanıza yardımcı oluyor. Elbette her kişinin kendine özgü bir duruşu, jestleri ve mimikleri var, tabii ki; bu nedenle, beden dili üzerine kapsamlı bir eğitim almak, bu konuda derinlemesine bilgi edinmenin en iyi yollarından biri olabilir.
İletişim sadece konuşmak ve anlatmak değil, aynı zamanda dinlemek ve geri bildirim de vermektir. Aslında her birimiz, dinlendiğimiz zaman kendimizi daha da değerli hissederiz. İşte empati kurmanın ve etkili bir iletişim ağını güçlendirmenin yolu, karşınızdaki insanın ne söylediğini gerçekten anlamaktan geçiyor. Şu da bir gerçek ki çoğu insan, sadece kendi söyleyeceklerini düşünürken karşısındakini dinliyormuş gibi yapıyor. Ancak aktif dinlemek, karşınızdaki kişiye onun fikirlerini önemsediğinizi ve gerçekten dinlediğinizi gösteren önemli bir aksiyondur.
Bununla birlikte, aktif dinleme, sadece sessizce dinlemek anlamına gelmiyor elbette. Söylenilenleri özetlemek, geri bildirim vermek ve ilgili sorular sormak, etkili bir dinleme sürecinin parçasıdır. Bu, yalnızca kişisel ilişkileri değil, profesyonel ilişkileri de güçlendiren kritik bir beceridir.
Az önce belirttiğim anlatma ve dinleme aksiyonlarındaki “empati” becerisi, çevrenizdekilerle kurduğunuz bütünsel iletişimin atar damarı niteliğinde. Empati, güçlü bir liderin ve etkili bir iletişimcinin en önemli becerilerinden biridir. Empati kurabilen bir kişi, başkalarının duygularını anlamak ve onlara uygun bir şekilde yanıt vermek konusunda daha yetkin ve hatta uzman konumunda olur. Bu durum, kişisel imajınızı olumlu yönde etkilerken tüm ekosisteminizde sağlıklı bir şekilde güven telkin edebilmenizi güçlü bir şekilde sağlar.
Duygusal zekâ ise bir kişinin kendi duygularını tanıyıp yönetebilme becerisidir. Duygusal zekâsı yüksek kişiler hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını daha iyi anlayıp, analiz edip doğru bir şekilde yönlendirebilirler. Bu da kişisel ve profesyonel ilişkilerde daha etkili olmayı sağlar. Duygusal zekanızı geliştirerek adım atmak, iş ortamında daha iyi bir lider olmanızı ve daha güçlü bir kişisel imaja sahip olmanıza öncülük eder.
Profesyonel dünyada, bir kişinin kim olduğu ve nasıl algılandığı büyük ölçüde kişisel markasıyla ilişkilendiriliyor. Kişisel marka da kendinizi nasıl sunduğunuzla ilgilidir. Önceki yazılarımda dile getirdiğim gibi özgün olmak, kişisel markanızı güçlendirmenin en önemli yollarından biri niteliğindedir. Sizi diğerlerinden ayrıştıran özelliklerinizi belirleyip bunları ön plana çıkarmak, profesyonel çevrenizde fark edilmenize büyük ölçüde yardımcı olur. Özgün ve güvenilir bir imaja sahip olmak, kariyeriniz ve yaşamınız boyunca size büyük bir avantaj sağlayacak kilit bir olgudur.
Kişisel marka, aynı zamanda değerlerinizi ve amaçlarınızı nasıl ifade ettiğinizle de doğru orantılıdır. Profesyonel hedeflerinizi ve çalışma etiğinizi net bir şekilde ortaya koyarak tanımladığınızda, çevrenizdeki insanlarda ve iş ortaklarınızda da net bir şekilde güven duygusu yaratabilirsiniz. Kendi alanınızda uzman olduğunuzu ve bu alandaki gelişmeleri yakından takip ettiğinizi göstermek, kişisel markanızı güçlendiren diğer önemli adımların başında geliyor.
Günümüz dünyasında dijital imaj, en az yüz yüze iletişim kadar önemli bir rol oynuyor hayatımızda. Sosyal medya hesaplarınız, e-posta yazışmalarınız ve dijital ortamdaki varlığınız, profesyonel itibarınızın büyük ölçüde bir parçasıdır. Zira bir e-posta yazarken yazım dili ve kuralları o kadar önemli bir hal aldı ki günümüzde, birçok kişinin Türkçemizi nasıl yanlış kullandığına oldukça sık şahit oluyoruz ne yazık ki… Bu gibi hatalar, kişinin bunu fark etmesiyle çözülecek bir durum olurken, diğer yandan kelimelerin nokta atışı kıvamında doğru seçilmesi de bir o kadar önemli bir mevzu. Burada seçilen kelime ve kurulan cümlenin o kadar net ve doğru olması gerekir ki karşı tarafta da doğru bir ifade ve anlam telkin etsin. Örneğin, e-postanızı alan kişi sizi oldukça agresif bulabilir ama siz gayet sakin bir dille yazarak ifade ettiğinizi düşünüyorsunuzdur. Bu ve benzeri örnekleri sıklıkla yaşıyoruz.
Dijital platformlarda dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli noktalardan biri de paylaşımlarınızın tutarlı ve profesyonel olmasıdır zira her bir paylaşımınız, kişisel imajınız üzerinde olumlu veya olumsuz bir etki yaratacak niteliktedir. Kendinizi ve fikirlerinizi doğru ve tutarlı bir şekilde ifade ettiğinizde bu, dijital dünyada da güçlü bir kişisel imaj oluşturabildiniz demektir.
Kişisel imajınızı ve profesyonel itibarınızı güçlendirmek için iletişim becerilerinizi geliştirmek oldukça önem arz ediyor. Hem yüz yüze hem de dijital platformlarda etkili iletişim kurmak, empati yeteneğinizi ve beden dilinizi doğru kullanmak, kişisel markanızı oluşturan önemli yapı taşlarıdır. Bu becerileri geliştirerek, profesyonel hayatta daha güvenilir, saygı duyulan ve başarılı bir imaj yaratmanız oldukça mümkün. Unutmayın, güçlü bir kişisel imaj, uzun vadeli başarı için en büyük sermayenizdir.