İletişim… İşte bütün mesele burada… Hayatımızın her dakikasında, her alanında, her detayında olması gereken ve hatta olması için çaba sarf ettiğimiz dinamik bir olgu… Zihnimizdeki duygu ve düşüncelerimizi gerek sözlerimizle gerek beden dilimizle ifade ettiğimiz; etmeye çalıştığımız ve karşı taraftan da etkileşim beklediğimiz ürünümüz. Tarihin ilk çağlarından bu yana, birbirimizle etkili bir şekilde iletişim kurmak için çabalamıyor muyuz? Beşerî iletişim, hayvanlar ve bitkilerle kurduğumuz iletişim, şirket ve markaların planlayıp uygulamaya geçirdiği iletişim stratejileri ve bu süreçte kullandıkları dilin yanı sıra, tüm konvansiyonel ve dijital mecralar ile kurduğumuz iletişim… Dinamik etkileşim olarak nitelediğimiz bu olgu; her birimizin özgün birer ürünü aslında.
Durum şudur ki; evrendeki en zorlu ve karmaşık görevimiz, insanlarla iletişim kurarak etkileşim yaratmak. Zira her birey farklı değer, duygu, düşünce, öngörü ve hissi kablel vukuya sahip. Dolayısıyla, bu konuda başarılı olabilmek de ayrı bir yeti isteyen bir mevzu. Mesela; her bir bireyin empati ve anlayış özelliğine maksimum oranda sahip olması beklenebilir mi? Bu derin mevzuyu bir de profesyonel yaşamda değerlendirdiğimiz vakit, durum daha da hassaslaşıyor ve önem kazanıyor. Örneğin; başarılı bir lider olmak için başta, etkili bir iletişim kurabilme yeteneğine sahip, hitabet kabiliyeti güçlü, sabırlı ve iyi bir dinleyici, empati yapabilen ve adil bir iş insanı olması gerekiyor. Tüm bu nitelikler, kişisel ve profesyonel başarı için kritik öneme sahip olup, sürekli geliştirilmesi gereken bir süreç.
Diğer yandan, tarih boyunca, teknolojik gelişmelerin, iletişimi daha hızlı ve daha erişilebilir hale getirdiği de yadsınamaz bir gerçek. Yapay zekâ (AI), Siri veya Alexa gibi sanal asistanlardan sürücüsüz arabalara kadar akıllı teknoloji dinamikleri günlük hayatımızda giderek daha yaygın hale geldi. Bu gelişmeler şüphesiz hızlı ve verimli çözümler sunarak yaşamımızda ve çalışma şeklimizde gözle görünür bir devrim yarattı. Bu yapay zekâ yeteneği iletişimde insan gücünün önemini azaltmıyor; aksine güçlendiriyor. Zira her teknolojik inovasyonun perde arkasında insan ve iletişiminin vazgeçilmez gücünün yattığını hepimiz biliyoruz. Öyle ki; sağlıktan finansa birçok sektörde dönüşüm yaratan ve verimliliği artıran yapay zekâ gerçeği; insan inovasyonu ve yaratıcılığının deha bir ürünü. Her algoritmanın, her kodlanmış satırın arkasında insan zekasının yaratıcılığı yatıyor.
Yapay zekâ her ne kadar modern dünyanın şekillenmesinde önemli bir rol oynasa da yaşamımızın temelini insan iletişimi, beşerî ilişkiler oluşturuyor. Karşılıklı bağlantı kurma, empati ve iş birliği yapma becerisi, insan ilişkilerinin temelinde yatan olgulardır. Bizi ileriye taşıyan teknolojinin gücünden yararlanırken, insan ve toplumlar arası ilişkilerin önemi ve kalıcılığını unutmamak gerekiyor. Keza, pazarlama iletişiminde de bu değerleri hatırlamak ve bu mühim iletişim becerilerini profesyonel yaşamlarımızda beslemeye devam etmek ciddi önem taşıyor.
Gelişmeler devam ediyor ve biz de yenilikçi modern dünyanın karmaşıklığı içinde yaşamımızı sürdürürken, birbirimizle iletişimimizi daim kılma, birbirimizi anlama ve empati kurma becerisinin baki olması gerekliliği önemini koruyor… Yanı sıra, biz insanların iletişimindeki önem, bireyler arasındaki ilişkilerin de ötesine geçerek daha geniş ve toplumsal meseleleri de kapsıyor. Özellikle, kutuplaşmanın yoğun olarak yaşandığı çağımızda söylemlerimizi, karşı tarafa empati, sevgi ve saygı çerçevesinde iletmeliyiz. Unutmayalım; yapıcı ve interaktif bir iletişim ve aktif dinleme kültürünü empoze ederek, iklim değişikliğinden sürdürülebilirliğe kadar dünyamızın karşı karşıya olduğu durumlar her daim güçlü iletişim taktikleri ile ele alınarak kolaylıkla çözümlenebilir nitelikte.